Akıl Yargıcı


Buradaki niyetim "per deos obsecro" kimseye öğüt vermek değildir. Ben o yüce proje budalası kadar da olamam, yazdıklarım yalnızca yüzlerinize tutulmuş bir aynadır.





Güneşin aklın almadığı kadar acımasız bir şekilde saldırdığı bir günde çayırda çiçek toplayan bir çocuk gibidir bazılarının aklın yargıcı. Önünde laler, karanfiller, zambaklar vardır; fakat çocuk hangisini toplayacağını bilemez. Kimi yargıç fazla iradeli davranır, bu gibilerin günleri iplerle ince bir şekilde örülmüştür. Bu iplikler yapaydır fakat. Doğada bulunan korkutucu varoluşun simgesinin ölüm tohumları gibi değildir, bu ipler kalpsiz; bir zamanlar kadim olanı unutmuş olan bir sıkıntının yapay icatlarıdır. Akıl yargıcının hatası ise bu iplere gereksiz bir güven koymakta, onlara ilahi bir gerçekliğin anlamsızlığının son parçalarını katmak adeta gibi bir hata yapmaktır. Kiminki daha zordur kiminki daha kolaydır diye bir tartışmaya girmek kim daha insandır kim daha az insandır diye bir tartışmaya girmek gibidir, anlamsız. Herkesin tokmaklarının yönü farklıdır, herkesin rüzgarı farklı yönde eser, kimisin kökleri yeri arzular adeta; kimisi de göklerde sanki kutsal bir şey varmışçasına yukarı doğru alçalmak ister. Saçma mıdır hepsi? 



Bir çocuk gibi davranan bu akıl yargıcından biraz bahsedelim. Bu akıl yargıçlarına sahip olan benler kadar şanssız olanı yoktur. Hatta onlara fazla üzülmezlerse Oidipus'a aptal yaşlı bilgenin bir zamanlar dediği gibi diyebiliriz: "Kaderi seninki kadar korkunç bir yaratık dünya üzerine gelmemiştir." Tamam sen de biraz toprağa yönel diyenler olacaktır, ama ben bu çocuğu sizden çok daha iyi tanıyorum. Bu çocuk benim içimde de var, ama bu kelime dizini gerçek olsun diye çocuğu susturmam; ipleri de yalanlarla birlikte yanmak zorunda kalan zıttın anlamının alevler içinde kaldığı göle attım. (Et descendit ignis a Deo de cælo, et devoravit eos: et diablous, qui seducebat eos, missus est in stagnum ignis, et sulphuris.) Bu yüzden 5 gibi abartılı bir sayının istediğini yapacağım.

Akıl yargıcının bir çocuk gibi davranması, bir çocuk olmasından kaynaklı değildir aslında. Fazlasıyla yetişkindir o. Zaman gerektirdiği zaman ufak merceklerin alamadığı kararları alabilir. Fakat onun sıkıntısı ruhunun büyük bir kısmının çocuk gibi olmasıdır. Maviliğin bir kısmı çoğu zaman ne istediğini bilemez. Bir çocuk paranın farkında değildir, tüm oyuncaklara sahip olma seçeneğinin ise farkındadır. Bu seçeneğin ne kadar zor olduğunu fark edemez, o yüzden bir oyuncağa sahip olmak yerine tabii ki de binlercesini seçer. Ne yazıktır ki bir tane oyuncak bile elde edemez. Bu hatasının farkına vardığı zamansa olan şudur ki, bu sefer tüm oyuncaklar arasından bir seçim yapmak ister. Fakat o kadar oyuncak vardır ve hepsine sahip olmak o kadar Mephisto'nun yapacağının bir iş gibidir ki, kendini yine aynı sonda bulur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anlamsız Bir Anlam

Sesleniş